OTURUP TELEVİZYON İZLİYOR MUYUZ?
Sina Koloğlu 30 Nisan 2020 Günü Köşe Yazısı
Dünyada, “Televizyon yeniden keşfedildi” yorumları yapıldı koronavirüs günlerinde... Bizim için de benzer durum; TV izleyici sayısında bir artış oldu. Şöyle bir nisan sonu itibarıyla bir haftalık reytinglere baktım. İlk iki ya da üç program (ki biri haber bülteni!) çifthaneyle yüzde 7 gibi yüksek oranlara sahip. Sonra birden hop, yüzde 4 civarlarına düşüş başlıyor. Hani neredeyse aynı dönemin 2019 yılı verilerine eşit bir durum. Sektörün içinden ve program konularında tecrübeli biridir, kendisine sordum bu durumu. “Genelde tekrar olunca, ilgi de bu kadar oluyor” dedi. ‘Survivor’ her daim iki haneli oranlarda... ‘Kuruluş Osman’ yeni bölümleriyle devam ediyor tatmin edici oranda... ‘Arka Sokaklar’ yeni bölümleri gelecek yine, izlenme oranı yüksek. Canlı yayınlanan Esra Erol ilgi görüyor. Ama dediğim gibi öyle acayip bir artış yok. Bugünkü verilerle bir yıl öncekiler neredeyse aynı. “Nadir de olsa bazı ilk gösterim filmler ilgi görüyor o kadar” diye ekliyor uzman isim.
Nostalji yok!
Valla yine gördüğüm o ‘nostaljik diziler’ öyle pek de ilgi görmemiş. Bir ‘Aşk-ı Memnu’ listeye girmiş. Beklerdim, hiç olmazsa şöyle bir ilk 20 arasında ‘Ferhunde Hanımlar’, ‘Yedi Numara’ ya da ‘Yeditepe İstanbul’ olsun cumartesi günleri ekrana gelen. Halbuki özellikle Batı ülkeleri, programlarda ‘eski dizilere’ büyük rağbet olduğunun altını çiziyor. “Gecikmiş olduklarının peşinde koşmak gibi bir his içinde izleyici” yorumları yapılıyor. Bizde pek böyle bir durum yok.
Üretilen program yok
Bir gerçek daha ortaya çıktı. İzleyici diziye o kadar alıştırıldı ki ve televizyon kanalları o kadar alıştı ki, her iki tarafında ‘yeni bir şeyler’ yapacak ve kabul edecek hali yok. Ha bir de bu işin iyisini yapmak... Gündüz kuşakları haricinde ‘üretilen program’ yok. Hamleler de tatminkâr olmuyor. ‘Bu süreyi geçirelim böyle, kaldığımız yerden devam ederiz’ mantığı var. İzleyici de mart ayındaki bir nebze yükselen merakını gidermiş, çoktan eski günlere dönmüş durumda ‘bizim diziler gelse’ diye zaman geçiriyor. Biraz sağı solu yoklayanlar da karşılarında bulduklarından tatminsiz (bizim yemek kanallarındaki durumumuz mesela!). Gençler, toptan platformda ya da internet ortamında dizi izlemeye devam ediyor.
Dünyada, “Televizyon yeniden keşfedildi” yorumları yapıldı koronavirüs günlerinde... Bizim için de benzer durum; TV izleyici sayısında bir artış oldu. Şöyle bir nisan sonu itibarıyla bir haftalık reytinglere baktım. İlk iki ya da üç program (ki biri haber bülteni!) çifthaneyle yüzde 7 gibi yüksek oranlara sahip. Sonra birden hop, yüzde 4 civarlarına düşüş başlıyor. Hani neredeyse aynı dönemin 2019 yılı verilerine eşit bir durum. Sektörün içinden ve program konularında tecrübeli biridir, kendisine sordum bu durumu. “Genelde tekrar olunca, ilgi de bu kadar oluyor” dedi. ‘Survivor’ her daim iki haneli oranlarda... ‘Kuruluş Osman’ yeni bölümleriyle devam ediyor tatmin edici oranda... ‘Arka Sokaklar’ yeni bölümleri gelecek yine, izlenme oranı yüksek. Canlı yayınlanan Esra Erol ilgi görüyor. Ama dediğim gibi öyle acayip bir artış yok. Bugünkü verilerle bir yıl öncekiler neredeyse aynı. “Nadir de olsa bazı ilk gösterim filmler ilgi görüyor o kadar” diye ekliyor uzman isim.
Nostalji yok!
Valla yine gördüğüm o ‘nostaljik diziler’ öyle pek de ilgi görmemiş. Bir ‘Aşk-ı Memnu’ listeye girmiş. Beklerdim, hiç olmazsa şöyle bir ilk 20 arasında ‘Ferhunde Hanımlar’, ‘Yedi Numara’ ya da ‘Yeditepe İstanbul’ olsun cumartesi günleri ekrana gelen. Halbuki özellikle Batı ülkeleri, programlarda ‘eski dizilere’ büyük rağbet olduğunun altını çiziyor. “Gecikmiş olduklarının peşinde koşmak gibi bir his içinde izleyici” yorumları yapılıyor. Bizde pek böyle bir durum yok.
Üretilen program yok
Bir gerçek daha ortaya çıktı. İzleyici diziye o kadar alıştırıldı ki ve televizyon kanalları o kadar alıştı ki, her iki tarafında ‘yeni bir şeyler’ yapacak ve kabul edecek hali yok. Ha bir de bu işin iyisini yapmak... Gündüz kuşakları haricinde ‘üretilen program’ yok. Hamleler de tatminkâr olmuyor. ‘Bu süreyi geçirelim böyle, kaldığımız yerden devam ederiz’ mantığı var. İzleyici de mart ayındaki bir nebze yükselen merakını gidermiş, çoktan eski günlere dönmüş durumda ‘bizim diziler gelse’ diye zaman geçiriyor. Biraz sağı solu yoklayanlar da karşılarında bulduklarından tatminsiz (bizim yemek kanallarındaki durumumuz mesela!). Gençler, toptan platformda ya da internet ortamında dizi izlemeye devam ediyor.
Hiç yorum yok